Welcome to Our Website

Uzman isimden borsa yatırımcısını korkutan haber: “O tarihe kadar düzelme şansı yok”

3 Ekim’de 8 bin 542 puan ile tarihi zirvesini yenileyen Borsa İstanbul, 7 Ekim’de başlayan İsrail ve Filistin arasındaki gerilimin tırmanması sonrası serbest düşüşe geçti.

BIST100 endeksi 7 bin 510 puan ile haftayı kapatırken, büyük bir zarara uğrayan yatırımcılar ise paniğe kapılmış durumda. Özellikle son aylarda başlayan halka arz furyası ile borsaya gelen ve arz işlemlerinin yanı sıra, diğer hisselerden de yüklü alımlar yapan tecrübesiz yatırımcılar, kaybettikleri para karşısında büyük bir korkuya kapılmış durumda.

Ünlü ekonomist Atilla Yeşilada, yaşananların beklenen bir kriz hali olduğunu ifade ederek, bu tarihten sonra uzun süre boyunca Borsa İstanbul’da kazançlı çıkmanın mümkün olmadığını belirtti. Yeşilada, yatırımcılara şu uyarılarda bulundu:

“MERKEZ BANKASI BORSANIN FİŞİNİ ÇEKECEK”

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), sene sonunda politika faizini yüzde 40’a çekecek gibi görünüyor. Mevduat ve kredi faizleri üzerindeki kısıtlamaları da yavaş yavaş azaltacak. Kuru dengeleme konusundaki çabalarını, her faiz artırdığında bir kademe daha aşağı çekerek dolar kurunun nereye oturacağını görmeye çalışacak.

Borsada ralli tamamen bitti. Şunu söylemekte fayda var. Ülkede enflasyon yüzde 60 ise borsanın TL bazında büyük bir yükseliş yaşaması ralli anlamına gelmiyor. İkincisi, borsanın fırsat maliyeti mevduat. Mevduat tarafında yüzde 50’yi geçecek faiz durumunda borsaya katılmak için bir neden kalmayacak. Ben mevduat tarafında yüzde 45 faiz bile alacak olsam, borsanın daha riskli olduğunu düşünürsek neden gireyim? Borsa İstanbul’un en az yüzde 60 prim yapması gerekir ki bu da bana pek makul gelmiyor.

“BORSADA KURTULUŞUN TEK YOLU VAR”

Borsa tarafında benim fikrimi değiştirecek ve yeniden yükselişi başlatabilecek tek şey, yabancı sermayenin girişi olacaktır. Bu yaşanmaz demiyorum ama önümüzdeki bir ay içinde böyle bir şey beklemiyorum. Kış aylarında bir döviz krizi beklemiyorum. Bu kadar enflasyon olduğunda Türk lirasının değer kaybetmesi zaten kaçınılmaz olacak. Şu anda 20-30 milyar dolar civarında sıcak para gerekiyor ve o da gelmeyecek. Türk lirası kontrollü şekilde değer kaybetmeye devam edecek. Sene sonuna kadar yüzde 10-15 kadar bir değer kaybı olur ama 21 Aralık 2021’de yaşandığı gibi ve sonucunda KKM’ye başvurulan o döviz krizi yeniden yaşanır mı? hayır böyle bir şey beklemiyorum.

Mevduat faizi artık kazandırıyor. Diyebilirsiniz ki, enflasyon yüzde 60 sokaktaki belki 80’e çıkacak. Faiz 50 olsa ne olacak? Tamam da gidebileceğiniz başka bir yer yok ki. Birikim sanatı her zaman kazanmak anlamına gelmiyor, bazen de kaybınızı minimumda tutmak şart. Şu anda kaybınızı düşük tutacak yer de TL mevduat faizleri duruyor.

“ALTIN BİRKAÇ HAFTA SONRA DÜŞÜŞE BAŞLAYACAK”

Savaşın çok yayılacağını tahmin etmiyorum. Şu anda kimse bir Orta Doğu savaşı ile uğraşmak istemiyor. Bölgede İran dışındaki bütün aktörlerin de bir patronu ya da çok yakın bir müttefiki bulunuyor. Birkaç hafta içerisinde soğuk ateşkes diyeceğim bir ortama geçeceğiz. Ancak savaşın soğuk etkileri çok uzun süre devam edecek. İlk olarak artık risksiz bir dünyada yaşadığımız ve Fed’in para basarak tüm sorunları halledebileceğine yönelik beklenti tamamen ortadan kalkmış olacak.

İkincisi ise petrol ve enerji özelinde risk primi yükseldi ve ben bunu kalıcı bir yükseliş olarak görüyorum. Bölge çok dengesiz ve her an her şey olabilir. Bu ikisi bizi zorlayacak ancak piyasaların tek sıkıntısı da bu savaş değil.

PİYASALARIN EN BÜYÜK SIKINTISI TAHVİL FAİZLERİ

Piyasaların en büyük sıkıntısı şu anda ABD’nin tahvil faizlerinin yükselmesi. Bu yükselişin ise savaş ile herhangi bir alakası yok. Bu yükseliş 2 sebepten kaynaklanmakta. Birincisi ABD, bütçe açığını kontrol altına alamıyor. İkincisi ise Çin ve Japonya, farklı sebeplerden ötürü ABD tahvil pazarında alıcı değil ve Fed, düzenli olarak satış yapmaya devam edecek. Şu an daha yüzde 5 civarında olan ve bütün dünya için gösterge öneminde bulunan ABD 10 yıllık tahvil faizinin artık kıvamına geldiği düşüncesindeyim. Hatta gerileyebilir bile ama riskli varlıkları rahatlatacak bir düşüş beklemiyorum.

“YAŞANIRSA TÜRKİYE EKONOMİSİ TAMAMEN ÇÖKEBİLİR”

Dünya ekonomisi yavaşlıyor ancak önemli bir direnç gösteriyor. Şu anda verilerde ani bir finansal kriz ya da düşüş görülmüyor ancak yanılırsam ve Orta Doğu’daki çatışmalar genişler, İran’ı içine alan bir hale gelirse ve enerji tesislerine sabotajları ya da blokajları kapsayacak şekilde genişlerse, o zaman dünya tak diye yere çakılır.

Bırakın riskli yatırım araçlarını, Türkiye ekonomisi bile tedavi edilemeyecek yaralar alır. Fed ve Avrupa Merkez Bankası artık faiz artırmaz ama piyasalarda hala gelecek yıl faiz indirimi olacak yönünde beklentiler var. Bence Fed’in çok uzun süre piyasa beklentisi ne ise onun üzerinde faiz tutacağına hazır olmalıyız. Bütün bunları varlıklara dökmeye başlayalım.

ALTIN UZUN VADEDE EN KAZANÇLILARDAN BİRİ

Altında çok sert yükselişler olsa da, 2100-2200 dolarlık rallileri beklemek için henüz erken. Ancak tutunur buralarda ve bence şu anki fiyatlardan alım yapılabilir. Hatta bahsettiğim Orta Doğu’daki soğuk barış hakim olursa 1900 altına yeniden inebilir. O zaman da önemli bir alım fırsatı vermiş olur ancak gelecek 10 yılda jeopolitik risklerin çok yüksek olacağını düşünürsek ve bugünleri arayacağımızı hesaba katarsak altın çok karlı bir yatırım olmaya devam edecek.

PETROL FİYATLARI ÖNCE YÜKSELECEK, SONRA DÜŞECEK

Açıkça belli oldu ki petrol tarafında kışın 100 doları görürüz. Dünyadaki talep görünümü ve bütün bahsettiğim jeopolitik risklere rağmen petrol fiyatlarının 2024 yılında şu anki seviyesinin altına ineceğini düşünüyorum. Bence brent petrolde adil fiyat 70-90 dolar aralığındadır.

Tek savaş Orta Doğu değil, Ukrayna ve Azerbaycan ile Ermenistan hadiseleri de var. Burada karlı durumdayız. Siyasi açıdan tek bir risk var o da ABD ile geçinemiyoruz. Ancak aramızdaki anlaşmazlıkların, ABD’nin bizde yaptırım uygulayacağı noktaya geleceğini zannetmiyorum.

TÜRKİYE VE ABD ARASINDAKİ İLİŞKİ BELİRLEYİCİ OLACAK

Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğini onaylaması ve karşılığında da yüzde 100 eminim ki Türkiye’ye F-16 satışları onaylanacaktır.

Şu anda ABD ile ilişkilerden bize gelebilecek çok bir fayda yok. Dolayısıyla yabancı yatırımcının hala Türkiye konusunda çok büyük tereddütleri var. Mehmet Şimşek’in toplantılarından bana gelen duyumlar insanların o kadar da karamsar olmadığı ve Türkiye’yi büyük ölçüde taktir ettikleri yönünde ancak çok yüklü miktarda sıcak para gelmeyeceği görülüyor. Bu elbette olumsuz bir gelişme. Gelişmekte olan piyasaların içerisinde bulunduğu oldukça olumsuz ortama rağmen, Türkiye kendi hikayesiyle çok ciddi bir parayı buraya çekebilirdi ve bu da ekonomik dönüşümün her aşamasında işlerin daha kolay halledilebilmesine olanak sağlardı.

Sıcak paranın da gelmeyeceğini düşünürsek geriye tek bir çare kalıyor. Bu da parasal sıkılaşmada daha ileri gidilmesi. Bütçede yapılabilecek tek şey maaş zamlarını sınırlı tutmak. Sayın Erdoğan’ın fikrini ne değiştirdi bilmiyorum ama çok ciddi bir irade gösteriyor. Yerel seçimler öncesinde de politika değişikliğine gitmesi için bir sebep göremiyorum. Muhalefet tamamen dağılmış durumda ve İstanbul, İzmir ve Ankara CHP’de kalsa bile muhalefetten korkmak için somut bir gerekçe yok.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir