İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Araştırma Yöntemleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Gül Ünlü, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri sürecinde birçok dezenformatif içeriğin dolaşıma sokulmasının kaçınılmaz ve dezenformasyonla karşılaşmanın da çok olası olduğunu söyledi.
Anadolu Ajansı Teyit Hattı’na konuşan Ünlü, sosyal medya platformu TikTok’ta dezenformatif içeriğin yayılımı ve üretimindeki motivasyonu değerlendirdi.
Ünlü, seçim sürecini “çok önemli bir toplumsal kararın hemen öncesi” şeklinde tanımlayarak, bu dönemde bir sürü dezenformatif içeriğin dolaşıma sokulmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.
Bu tür içeriklerin dijital platformlar aracılığıyla çok daha yaygınlaştırılıp kullanıcıya ulaşılabildiğini anlatan Ünlü, şunları kaydetti:
“Bu, ne yazık ki sadece dijital platformda karşılaştığımızla gördüğümüzle kalmıyor. Dijital platformdan ayrı olarak biz bunu arkadaşımızla da komşumuzla da konuşuyoruz. Evimizde ailemizle paylaşıyoruz. Dolayısıyla dijitalden alıp kendi çevrim dışı hayatımıza da taşıyıp yaygınlaştırıyoruz. Bu bakımdan ciddi bir sorun ya da uzun vadeli daha stratejik algı yönetimi gibi çalışmalara da temel sağlıyor bizim için.”
Ünlü, “kullanıcılar” ve “medya profesyonelleri” nezdinde teyit platformlarının kurulmasının ve içeriklerin buralarda denetlenmesinin önemine işaret etti.
“Algoritma bizi yönlendiriyor”
Dijital platformlarda etkileşime geçilen materyalin, o platformun algoritması olduğunu ifade eden Ünlü, şu görüşleri aktardı:
“Algoritma bizi yönlendiriyor. Hangi kullanıcılarla etkileşime geçeceğimizi, hangi içeriklerle karşılaşacağımızı ve geçmiş deneyimlerimizle ürettiğimiz içeriğe bağlı olarak da sunuyor, kısıtlıyor ya da denetliyor. Bu bakımdan nelerle karşılaştığımızı da belirliyor yapay zeka ve dijital platformlar. Hem de içeriklerimizin üretilmesinde, dezenformatif içeriklerin üretilmesinde aktif rol alıyor.”
Daha protest içeriğe ve siyasal tartışmalara yer verilen X’teki dezenformatif içeriğin bunu sağlamaya yönelik olduğunu, Facebook ve Instagram’da bu tür içeriklerin daha çok görsel odaklı şekillendiğini ve yaygınlaştırıldığını belirten Ünlü, kısa videoların paylaşıldığı TikTok’ta ise görsel ve nefese dayalı iki tekniğin de kullanıldığı dezenformatif içeriklerin görüldüğünü söyledi.
“TikTok yeni bir dünyaya açılan kapı”
TikTok’un diğer sosyal medya platformlarından biraz farklılık gösterdiğine dikkati çeken Ünlü, “Platformu açtığınızda, arka arkaya dikey olarak birbirinin arkasından kayan, birbiriyle ilişkilenen ve sizin ilginizi de en çok çekecek şekilde her kişiye özel, biricik tasarlanmış içerikle buluşuyorsunuz.” diye konuştu.
Ünlü, TikTok’un “yeni bir dünyaya açılan kapı” olduğunu, bir kaçış, gerçek dünyadan kopuş ve yeni bir dünyanın içine giriş deneyimi sunduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
“Buraya kadar her şey çok güzel. Fakat buradan sonra o girdiğiniz dünya nasıl bir dünya işte bunu biraz tartışmaya açmamız lazım. Geldiğiniz noktada kendi ahlaki değerlerini üreten, toplumsal yapıyla ciddi zıtlıklar gösteren, zaman zaman çok ciddi eleştirilere maruz kalan yeni içerikleri de ortaya çıkarıyor.
TikTok’un bezeli aurası, dezenformatif içeriğin de çok etkileyici hale gelmesini beraberinde getiriyor. Karşılaştığınız içeriği pek de sorgulamıyorsunuz, bazen ikna oluyorsunuz bazen o içerikte yeni şeyler üretmek de çok kıymetli hale geliyor. Sizi o platformda daha popülerleştiriyor dolayısıyla sizi motive de ediyor. Dezenformatif içeriği yaymanız ve üretmeniz için de motive ediyor.”
Ünlü, tıpkı yapay zeka gibi TikTok’un da sadece bir platform olduğunu belirterek, “Orada nasıl içerik ürettiğimiz doğrudan bizimle ilişkili. O yüzden nasıl kullanacağımız da doğrudan bizimle ilişkili. Bunu kısıtlamak ya da kapatmak ya da reddetmenin yanı sıra orada sorunlu içeriği denetlemek belki ve daha kullanılabilir hale getirmek de son derece önemli.” ifadelerini kullandı.