Artık yorulduk, gına geldi! Kokartlısı, kokartsızı, hepsi bir alem! VAR başlı başına büyük sıkıntı!
Hiç öyle uzağa gitmeye gerek yok; Rizesspor – Galatasaray maçı, orta hakem Kadir Sağlam, VAR’da ise Koray Gençlerler. Al birini, vur ötekine misali! VAR sistemini niye getirdik, adaletli kararlar öne çıksın diye değil mi? Sergio Oliveira’nın attığı tek gol öncesinde Abdülkerim Bardakçı’nın Olawoyin ile girdiği ikili mücadele buz gibi faul. Kadir Sağlam görmüyor, 4. hakem uyuyor, VAR’dan tık yok!
Arkadaş öyle omuz omuza bir mücadele değil, Bardakçı dirseğiyle rakibini itiyor. Şiddetli biçimde ve sırtından itiyor. O pozisyon gitti, gol oldu. Neymiş, VAR karışmazmış, hadi ordan! Bal gibi karışması gerekir, öyle yan yollara kimse sapmasın, işi sulandırmasın! Hadi Kadir Sağlam süzemedi, veremedi, peki VAR’daki arkadaş sen ne iş yaparsın? VAR mısın, YOK musun? Sesimiz geliyor mu?
Gelelim Abdülkadir Bitigen’e; kokartı kocaman, maşallahı var! Pendikspor – Fenerbahçe maçının son saniyelerinde Ferdi’ye yapılana ne demeli? Buz gibi penaltıyı vermiyorsun, senden kimse kıyak beklemiyor, kokartının hakkını ver, kimsenin hakkını da yeme!
Hani bazı yorumcu ağabeylerimizin sevimli, sempatik buldukları hakem Mete Kalkavan var ya; üstelik tecrübeli! Tecrübesi olsa ne olur, olmasa ne olur arkadaş! Mustafa Eskihellaç’ın Cenk Tosun’u arkadan itme – kakma pozisyonu için penaltı çalmıyorsa, ona saygı da duymam, sempati de! Bazı eski hakemler ‘vermem’, bazıları da ‘penaltı’ diyor! Bana göre mi, buz gibi penaltı, hatta kırmızı kart.
Mete Kalkavan’ın çaldığı faullere bakın, Allah aşkına! Ya Amir’e çıkardığı ikinci sarı, olacak iş değil! Tamam Amir ayağını sokuyor, gelin görün ki rakibine ciddi bir sertlik yok, yani sarı da yok, ama kafasına göre takılıyor, kırmızıyı çekiyor! Bu mu sizin adaletli yönetiminiz? Bu hakemler ve bu tip haksız kararlarla sezonu nasıl tamamlayacağız, merak ediyorum!
Burak Yılmaz’da ışık görüyorum
Rotayı uzmanlık alanımız olan Beşiktaş’a çevirelim; bir yanda takımın ligdeki konumu, diğer yanda olağanüstü kongre.
Başkan Ahmet Nur Çebi, yeniden aday olur mu, çekilir mi, soru işareti, bekleyip, göreceğiz. Bakalım kongre üyelerinin kantarına kimler çıkacak?
Kim seçilirse seçilsin, ortada görünen sanal olmayan bir gerçek var, o da takımın negatif görüntüsüdür. Yabancıların performansı üst seviyede değil. Başkan Ahmet Nur Çebi, Kartal’ı özellikle ekonomik anlamda düzlüğe çıkardı, bunu da kimse yadsıyamaz.
Şunu biliyoruz ki, yabancı oyuncu transferi başlı başına riskler taşır. Yıldızdır, ancak performansı bu özelliğiyle her zaman örtüşmez, hayal kırıklığı yaşarsınız! Bunun o kadar çok örneğini yaşadık ki, hangisini yazsak? Hiç kimse alınmasın ama Anadolu takımlarındaki yabancılara bakıyorum, adı sanı duyulmamış, ancak performansları Kartal’ın yabancılarının bir adım ötesinde, hatta iki adım!
Bu oyunda orta saha, takımın beynidir, her şeyidir. O bölgeyi sağlam oyunculardan oluşturamazsınız, vay halinize! Öyle bir Gedson’la veya bir başkasıyla o alanı ayakta tutamazsınız, skor tabelasında hayal kırıklıkları yaşarsınız, tıpkı Kartal gibi!
Demem o ki, yeni gelecek yönetimi sıkıntılı bir tablo bekliyor. Ara transferde takviye yapmak da çok zor. Nedeni de gayet açık, satmadan oyuncu alamazsınız! Kimi elden çıkaracaksınız, sözleşmeler uzun vadeli ve kapı gibi!
İşin özeti, gerek teknik kadro, gerekse oyuncu grubu bu Ümraniye’de. Öyle önemli takviyeler yapmak da ekonomiyle ilintilidir, sanırım koltuğa talip olanlar bunun farkındadırlar!
Artı, Burak Yılmaz kendi jenerasyonunun tecrübeli isimlerindendir. Ben yerliciyim, beni eleştirenlere İsmail Kartal ve Okan Buruk’u örnek gösteririm. Kişisel olarak Burak Yılmaz’da bu ikilinin arasına girecek ışığı görüyorum, yeter ki sabır gösterilsin, destek verilsin.
GÜZEL SÖZLER
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK